Kadınlıktan Daha Ötesi: Annelik
O ana rahmine düştüğü andan itibaren, ben buradayım diyen ve ben de varım diyen mükemmel bir birey. Evet, o daha dünyaya gelmeden bir birey sayılıyor.
Onun hakları, onun istedikleri, onun düşünceleri… Yani başlı başına bir bireydir bebek. “Bebeğin düşüncesi mi olur? Yedirirsin, altını temizlersin, giysilerini giydirirsin ve o öylece durur.” şeklinde düşünenlerden misiniz? Bir an önce yanıldığınızın farkına varın. O daha karnınızda iken, sizin ruh halinize göre, davranış sergiliyor. Nasıl olur da onun bir birey olduğunu kabul etmekten kaçarsınız. Kürtaj yasalarda suç olarak kabul edilir iken, nasıl olur da onun haklarının olmadığını savunursunuz.
Anne; onca zahmete rağmen tek bir şikâyette bulunmayan, o eli öpülesi kadın. Analar başımızın tacıdır. Lakin her doğuran da anne değildir. Anne olmak bir başkadır. Zorlukta kaçarsan, anne olmazsın nankör olursun. Anne olmak, onun tek bir tebessümü için her şeyi yapmaktır. Tek bir damla gözyaşı için dünyaları yakmaktır. Anne olmak, Yüce Rabbim tarafından, bir kadına verilebilecek en güzel ve en özel şükretme sebebidir. Anne olamamak, hasret ile yanmaktır. Başkalarının çocuklarına iç çekip bakmaktır. Anne olabilmek, sırf o kokuyu içine çekebilmek, onu bağrına basabilmek için her şeyi göze almaktır. Anne olmak hislerin bütünü, duyguların en uç noktasıdır. Herkes doğurabilir fakat herkes anne olamaz.
Anne olmak fedakârlıkta sınır tanımamaktır. Çünkü eğer sen anne isen bunca insan arasında, Rabbim tarafından seçilmiş özel bir kadınsındır. Bunu en iyi şekilde değerlendirmen gerektiğini söylemeye gerek yok bence. Çünkü eğer sen anne ise bir kadından çok daha fazlasındır.