Kategoriler

Anne Eli Değen Bir Hayat

Anne Eli Değen Bir Hayat

Tertemiz bambaşka bir dünya.
Bu dünya içinde sımsıkı tutunabilecek..
Perdesini sevginin sonsuz kanatlarından örmüş
Emeklerle sürülmüş bir hayat mimarisinin başkanı olmuş.


Evet işte bu tanım anneler için yapıldı. Onları bu dizelere sığdıramayız ilk okuyuşta bile anlarız. O kutsal isim

dizelerden dolar taşar, dudaklara bir gülümseme bırakır, kulaklara ufak bir fısıltı, gözlere bir içtenlik.


Çocuğun hayata attığı ilk adımında sevgiyi hemen içine çekmesi için annesinin kucağında huzur kayığına yatırılır. Çocukların

o an ağlaması hep yanlış yorumlanır, bence onlar huzur kayığındaki sevinç gözyaşlarıdır. Bu sevinç gözyaşları çocuğun büyüme

serüveninde yavaş yavaş kahkalara yerini bırakır. İlk gözyaşını annesiyle paylaştığı gibi genel olarak gözlem yaptığımızda da

çocuk ilk kahkahasını annesiyle atar. Her sıfatı anneden kapar, eğer başkasından bir sıfat kaparsa çocuk bunu anneden saklayamaz.

Anne kavramına bu yüzden kutsal bakıp bu kadar önemli sıraya alıyoruz.


Anneler hayatı ıskalamaz ıskalasa da bunu aşarak en uygun yerden tutunup daha çok toparlar ve anneler bütün ilklerin öncüsüdür.Buna bir örnek olarak çocuklar kreşe veya ilkokula

başladığı zaman gözlemlenen genel tutum çocuklar ağlar, ama bu belki de hayatındaki en masum ağlamasıdır. Annesiyle yaşadığı

ilklerin bir gün biteceğine inanmak istemeden, annesiz bir hayatı asla istemeden gözyaşı dökmektir. Bu yüzden ''Annemi istiyorum!''

çığlıkları aslında sessizce bir ''Elimi bırakma anne!'' fısıldayışıdır. Ama bilmez ki o birkaç saat anne fiziken olmasa da ruhen

elini çocuğun kalbinin üzerine bırakıp çekilmiştir. Üniversite dönemlerinde ise genelde çocuklar ailesinden uzakta olmayı, bir

başka hayatı kendileri yönlendirmeyi ister ama bilmez ki o hayatı yönlendirmesi için bir anneye ihtiyaç vardır.


Bir söz vardır: Anne eli değmiş gibi..

Anne eli; çocuğunun hayatını dümdüz bir çizgide yürütmek ister, dikenler batmasın da çocuğunun

hayatı bölük olmasın. O el bazen his olur, bazen de gerçekçi olur. Bir bakıyoruz ki anne hayatımıza yeni ve daha da lezzet dolu bir tat bırakmış

ama gitmemiş, anneler asla gitmez. Bunun bir örneği de vardır, anneden uzakta bir akşam yemeği yenilmek zorundaysa herkesin içinden bunu geçirdiğine

hemfikirizdir: ''Ah annemin yemekleri olsa..'' Ya da açıp bir paket bisküviyi bile yemeye başlamadan ''Ah annemin unlu kurabiyeleri olsa..''

Bazen de anneye olan özlem öylesine sertleşir suratına çarpar kaçar ki deriz ''Annemle içtiğim su bile daha lezzetli. '' Ya da bazen şöyle sözler dökülür:

''Annemle yaşadığım hayat en doğru hayat, en doğru seçim..''


Sadece bu yazıda değil hayatımızda da anafikrimizin annemiz olduğunu gösteren pek çok işaret var.O işaretlere parmak basın ve parmağınızı oradan çekmeden hep düşünün.

Parmak bastığınız noktada anneler hep vardır. Anneler her zaman vardır ve olacaktır.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA
YORUMLAR
  • canım kızım ellerine sağlık anne çocuk iilşkisi işte bu kadar güzel anlatılır.Başarıların daim olsun inşallah,yetenekli kızım benim yazmaya devam ,sonuna kadar destekliyorum ve seni kutluyorum.Sema.