Kategoriler

Çocuklarda Kulak Sağlığı

Çocuklarda Kulak Sağlığı

Son yıllarda kulak rahatsızlıkları çocuklar arasında daha fazla görülmeye başladı. Kreşlerde ve okullarda üst solunum yolu enfeksiyonları kolay bulaştığı için kulak rahatsızlıklarına da daha sık rastlanıyor. Çocuklar, vücut dirençleri hiçbir zaman bir erişkin kadar oturmuş olmadığından kolay hastalık kapabiliyorlar.

Çocuklarda östaki problemleri sık görüldüğünden kulak hastalıklarına sık rastlanıyor. Çocuklarda orta kulak rahatsızlıkları ve östaki probleminin çok görülmesinin nedeni üst solunum yolu enfeksiyonları. Kulak problemleri büyük şehirlerde 3-6 yaş arası çocuklarda yoğun olarak gözlenirken, kırsal bölgelerde 2-6 yaş arasında yoğunluk kazanıyor.

Uzmanlar orta kulak problemlerini iki grupta topluyor:

Bunlardan biri enfeksiyon( iltihap) durumu ikincisi ise seröz otit dediğimiz orta kulakta havalanmanın bozulmasına bağlı olarak gelişen sıvı toplanması durumu.

Seröz otit denilen hastalık son yıllarda okul çağındaki çocuklarda çok sık görülen, orta kulakta sıvı toplanması halidir. Bu bölgede türlü nedenlerle sıvı toplanmasına seröz otit denilmektedir. Bu sıvı kulağa banyoda, denizde, havuzda girmiş olan bir sıvı değil, vücudun orta kulakta kendi ürettiği bir sıvı.

Böyle durumlarda doktorlar kulak zarında gördükleri kırmızılıktan ötürü ilaç verirler bazen. İlaçlar kullanılınca çocuğun şikayetleri geçer ama oradaki sıvı devam ettiği için enfeksiyon geçse de bir süre sonra kolaylıkla tekrar eder. Çünkü buradaki sıvının protein ağırlıklı olması bakteriler için bir kültür ortamı yaratır, bakteriler kolaylıkla çoğalır.

Orta kulağın havalanmasını sağlayan östaki borusudur. Östaki borusunun havalanmasını bozan etkenler, özellikle aşırı büyümüş geniz etleri orta kulakta sıvı toplanmasına yol açabilir. Seröz otit tedavisinin ilk evrelerinde ilaç olarak antibiyotik ve antihistaminikler kullanılır. Ancak ileri evrelerde cerrahi müdahale gerekir.

Bunların dışında bebeklerde görülen, süt otit olarak adlandırılan ve biberonla beslenmeye bağlı olarak oluşan bir orta kulak enfeksiyonu daha var. Çocuk yatarken biberon verildiğinde biberonun içindeki su, süt veya meyva suyunun orta kulağa geçmesi sık yaşanan bir durum. Bu maddeler ağızdan geçerek geldiği ve dolayısıyla steril olmadığı için orta kulakta enfeksiyon oluşmasına neden oluyor.

Genetik kulak rahatsızlıkları nadir olarak görülen durumlardır. Öte yandan çocuğun doğumdan hemen sonra yüksek derecede sarılık geçirmesi, annenin hamilelikte aldığı birtakım ilaçlar ve yine annenin hamilelikte geçirdiği kızamıkçık gibi çocuğu etkileyen uzun vadede çocukta iç kulak tipi sağırlığa neden olabiliyor.

Çocuğa seslenildiğinde duymuyorsa, kapının veya telefonun ziline tepki vermiyorsa, televizyon izlerken sesini çok açıyorsa bir işitme probleminin olabileceğinden şüphelenilmeli. İkincisi, çocuğun kulağında ağrı varsa, bebekler kulağıyla sürekli oynuyorsa mutlaka çocuk doktoruna veya kulak-burun-boğaz hekimine götürülmelidir.

Çocuklarda kulak kiri biraz daha yağlıdır ve hemen her banyodan sonra dışarı doğru çıkar. Ailelerin her kulak kirini enfeksiyon sanıp paniğe kapılmaları yersiz. İltihap normal kulak kirinden farklı olarak kokulu olur. Kulak kiri sürekli oluşmaz, üç beş günde bir banyodan sonra gelir. Sürekli akıntı iltihap belirtisi olabilir.

Kulak temizliğinde dikkat edilmesi gerekenler:

Yetişkinler nasıl duş alırken suyun kulaklarına girip çıkmasına izin veriyorlarsa çocukta da aynı işlem uygulanmalı. Kulak zarı sağlam olduğu sürece bunun bir zararı yok. Banyodan çıktıktan sonra suyun etkisi ile kulak kiri kulak kepçesine kadar gelir, kulak temizleme çubuğu ile kolaylıkla temizlenir. Ancak kulak zarına zarar vereceğinden kulak kepçesinden 1-1,5 cm içeriye sokup temizlenmeye çalışılmamalıdır.

Teorik olarak travmalar her organı etkileyebileceği gibi kulağı da etkileyebilir. Bu etkileri üç grupta toplayabiliriz;

Birincisi tokat gibi dış kulak yolu basıncını artıran darbeler. Bu, kulak zarının yırtılmasına yol açıyor.

İkincisi çocuklarda çok sık gördüğümüz sivri cisim sokma durumu. Arkadaşı kulağına kalem sokuyor veya nadir olarak aileler çocuğun kulak temizliğini yaparken kulak temizleme çubuğunu çok ileri götürüyor.

Üçüncüsü de trafik kazalarında, yüksekten düşmelerde iç kulakta aşırı hasar meydana gelmesi. Bu durumlar daha az görülür veya çok rahat gözden kaçabilir. Çünkü bir trafik kazasından sonra hekimler kulağa gelinceye kadar beyin, kalp gibi hayati fonksiyonları sağlayan organlarla ilgilenmek zorunda kalıyorlar.

Yapılması ve yapılmaması gerekenler;

- Sadece geçici olarak ağızdan Aspirin gibi ağrı kesiciler verilmeli.
- En kısa zamanda bir kulak-burun-boğaz hekimine veya bir çocuk doktoruna gidilmeli.
- Kesinlikle kulak damlası, gliserin, anne sütü, zeytinyağı damlatma gibi yanlış yöntemler uygulanmamalı.
- Başka kişiler için yazılmış, evde bulunan kulak damlaları kullanılmamalı. Çünkü eğer enfeksiyon varsa, kulak zarından dış kulağa doğru iltihap akıntısı başlayacaksa, damla verilmesi o iltihabın gerisin geri orta kulağa gitmesine neden olur. Ayrıca ağrıyı oluşturan dış kulaktaki bir iltihap olmadığı için damla damlatarak orada bir şey çözemezsiniz.
- Kulak kiri çok nadir olarak çocuğu ağlatacak kadar problem yaratır. Bazen kulak bölgesine sıcak uygulamak kısmen yararlı olabilir. Fakat bu hiçbir zaman bir hekimin asıl tedavisinin yerini tutmaz.

Seröz otit cerrahi tedavisinde amaç, orta kulakta biriken sıvının boşaltılması, tıkanık olan östakinin rahatlatılması ve orta kulak havalanmasının sağlanmasıdır. Bu nedenle hastanın geniz eti, cerrahi olarak alınır ve aynı seansta kulak zarı çizilerek orta kulaktaki sıvı boşaltılır. Zara kulak tüpü olarak adlandırılan, havalanmayı sağlayan cihaz takılır.

Kulak tüpü ortalama 9-12 ay kadar kulakta kalacaktır. Bu sürede hastanın banyo yaparken, havuz ve denizde kulağını suya karşı koruması önerilir. Bu önlem vazelinli pamuk tamponlar veya kulak tıkaçları ile sağlanabilir. Bunların dışında çocuğun fiziksel aktivitesini herhangi bir şekilde kısıtlamaya gerek yoktur. Kulak zarına tüp takılmasının bilinen hayati bir yan etkisi yoktur. Aksine ileri yaşlarda oluşacak işitme kayıplarının önlenmesi açısından değerli bir tedavi yöntemidir.

Anne babaların ve öğretmenlerin biraz ilgisiyle çocukların pek çok sağlık sorununu fazla büyümeden, fark etmek mümkün olabiliyor. Gerçekten de kimi rahatsızlıklar açıkça görülebilen fiziksel belirtiler vermeden ilerleyebiliyor. Bu gibi rahatsızlıkları, çocuğun sosyal yaşamında yol açtığı etkilere bakarak tanımak mümkün. Kulak ve işitme sistemiyle ilgili rahatsızlıklar da bunlar arasında. Anne babaların ve öğretmenlerin, "dalgın", "aklı başka yerde", "kendi havasında" vs. diye nitelediği çocukların bir kısmının aslında kulaklarından rahatsız olduğu çıkıyor ortaya.

Ancak ne olursa olsun, önce rahatsızlığın kulaktan kaynaklanıp kaynaklanmadığından emin olmak gerekiyor.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA