Merak ve Hayal Gücü
MERAK VE HAYAL GÜCÜ
Çocuk gördüğü her şeyin anlamını bilmek ister. Hayali çok geniştir. Çocuk 2 kere 2'yi bir araya getirerek kendisine göre sonuçlara varır. O her şeyi kendisine bağlar. Trenleri duyunca hemen, «Ben de bir gün trene binecek miyim?» diye sorarak bunu bilmek ister. Bir hastalıktan söz edilirse çocuk, «Buna yakalanacak mıyım?» diye düşünür.
Biraz hayal gücü genişligi iyi bir şeydir;
3 veya 4 yaşında bir çocuk bir hikaye uydurduğu zaman büyükler gibi yalan söylememektedir. Hayali kendisi için çok canlıdır. O gerçeğin nerede bittiğini ve hayalin nerede başladığını bilemez. Onun için de kendisine anlatılan veya okunan masalları sever. Fakat bu yüzden çocuk filmlerden korkar. Kendisini bu çağda sinemaya götürmemelidir.
Çocuk arada sırada hikayeler uyduruyor diye onun gırtlağına sarılmamalısınız veya kendisini utandırmamalısınız. Hatta kendisi diğer çocuklarla mutluysa ve dostluk seviyorsa bu duruma pek aldırış da etmemelisiniz.
Diğer taraftan çocuk günün büyük kısmını hayali arkadaş ve olayları anlatmakla geçiriyorsa ve bunu bir oyun olarak kabul etmeyip bir hikayelere inanıyorsa bu durum onun hayatından memnun olup olmadığı sorusunu ortaya atar. Bu durumu düzeltmek için ona oynayabileceği ve kendilerinden zevk alacağı aynı yaşta arkadaşlar bulmak gereklidir.
Diğer bir soru da çocuğun anne ve babasıyla rahat ve dostça bir ilişki kurup kuramadığıdır. Bir çocuk kucaklanmayı sever. Onda anne ve babasının şakalarına ve dostça konuşmalarına katılma arzusu vardır.
Eğer büyükler çocuğun yanında hislerini belli etmiyorlarsa, o aç bir adamın yemek hayal etmesi gibi kendisini anlayacak rahat arkadaşlar hayal eder. Eğer anne ve baba hep onu kabahatli buluyorlarsa, çocuk yaptığı veya yapacağı yaramazlıklardan dolayı suçlayabileceği kötü bir arkadaş yaratır.
Eğer bir küçük, daha çok kendi hayal aleminde yaşıyor ve diğer çocuklarla iyi anlaşamıyorsa ve bu özellikle 4 yaş civarında oluyorsa bir psikiyatri uzmanı çocuktaki eksikliği bulabilir.
Bazen zengin bir hayal dünyası olan ve çok hayal kuran bir anne de çocuğunun kendi gibi olduğunu anlayarak bundan zevk alır. Çocuğa türlü masallar anlatır ve ikisi de saatlerce periler dünyasında yaşarlar. Diğer çocukların buldukları pek sönük kalır. Çocuk bunun için hakiki insanlar ve olaylarla olan ilgisini kaybeder ve sonradan dünyaya alışabilmek için de çok güçlük çeker. Anneleri bu masalları pek uzatmamalıdır.
Daha büyük bir cocuk neden yalan söyler?
Daha büyükçe bir çocuğun karşısındakini kandırmak için yalan söylemesi başka bir problemdir. Akla gelen ilk soru «O neden yalan söylemek zorunda kalıyor?»dur. Büyük veya küçük herkes zaman zaman sıkışık durumda kalır ve bundan kurtulmak için de küçük bir yalan söyler. Bunun için telaşlanmaya gerek yoktur.
Çocuk yaradılış gereği kandırmayı sevmez. O devamlı olarak yalan söylüyorsa bu kendisinin bir baskı altında olduğunu gösterir. Eğer o okulda başarı gösteremiyor ve bu konuda yolan söylüyorsa bu onun okula aldırış etmediği anlamına gelmez. Tam aksine yalan söylemesi çocuğun ilgilendiğini göstermektedir.
Acaba okul ödevleri ona çok mu zor gelmektedir? Başka üzüntüleri olduğu için dikkatini ödevine verememekte midir? Yoksa anne ve baba ondan fazla şeyler mi beklemektedirler?
Burada yapılacak şey öğretmen, psikolog veya bir psikiyatri uzmanının yardımıyla çocuktaki ruhsal bozukluğun nedenin bulmaktır. Onun yalanına inanmış gibi bir tavır takınmayınız. Yumuşak bir tavırla, «Boşuna yalan söylemene gerek yok» diyebilirsiniz. «Derdini bana anlatırsan buna bir çare bulmaya çalışırız» Fakat çocuk size hemen cevap veremeyecektir, çünkü bu nedeni kendisi de bilmeyebilir. Hatta bazı endişelerini bilse bile hemen açılamaz. Bu zamana ve anlayışa ihtiyaç gösteren bir problemdir.