Kategoriler

Oyun ve Oyuncaklar

Oyun çok ciddi bir iştir. Biz çocukların tahta küplerle binalar meydana getirdiklerini, uçak taklidi yaptıklarını, ip atlamayı öğrendiklerini görünce o büyüklere özgü aklımızla, bunların ders çalışmak veya bir görev yapmak gibi ciddi işlerden çok farklı eğlenceler olduğunu düşünürüz. Biz bu konuda yanılırız. Çünkü çocukluğumuzda çoğumuza oyunun eğlence fakat okuldaki derslerin bir görev ve çalışmanın da ciddi bir iş olduğu öğretilmiştir.

Çıngırağını bir elinden diğerine geçiren bebek veya emekleyerek aşağıya inmeye çalışan küçük, elindeki tahta küpün tren olduğunu söyleyerek bunu yerdeki bir çatlağın üstünden geçiren bir erkek çocuk o anda hayatı öğrenmeye çalışmaktadır. Bir çocuk, oyununu, kolay olduğu için değil zorluğundan, dolayı sever. O her günün her saatinde daha zor şeyleri yapabilmek ve daha büyük çocuklarla olgun insanların yaptıklarını başarabilmek için uğraşmaktadır.

1 yaşında bir bebeğin annesi çocuğunun içi oyuk küplerden sıkıldığından ve sadece tencere ve tavaları birbirinin içine sokmaya çalışmaktan hoşlandığından yakınmaktadır. Bunun bir nedeni çocuğun annesinin küplerle değil tencere ve tavalarla oynadığını bilmesidir. Bu da tencere ve tavaları daha eğlenceli hale sokmaktadır.

En uygun oyuncaklar basit olanlardır. Çocuklar genellikle basit oyuncakları severler ve onlarla daha uzun oynarlar. Bu çocukların basit olmasından değil, hayallerinin çok geniş olmasından ileri gelir. İki cins oyuncak tren vardır. Biri madenden yapılmış ve tıpkı trene benzeyecek şekilde boyanmıştır ve bu bir ray üstünde gidecektir. Diğeri ise birbirine zincirlenmiş basit tahta küplerden meydana gelmiştir. Bütün küçük çocuklar bu trenin bir vagonunu yerde sürüklerler. Onlar için vagonları birbirine takmak veya bunları raya oturtmak çok zordur. Üstü kırılmadıkça çocuk yolcu vagonunun içine bile bir şey koyamaz. Bir süre sonra da bu oyuncaktan bıkar.

Oysa tahta küplerden yapılmış tren başkadır. Çocuk bunların birkaçını birbirine çengeller ve trenine hayranlıkla bakar. Sonra vagonun üstüne küçük tahta küpler yükleyip bunun bir yük treni olduğunu söyler. Arkadan trenle oraya buraya eşya götürmeye başlar. Karadan sıkılınca da tahta küpler teker teker birer gemi olurlar veya bir römorkörün çektiği mavnalar haline gelirler. Çocuk böylece çeşitli oyunlar bulur.

Bazen harcayacak az parası olan anne ve babalar çocuklarına içi pedallı, parlak renkli bir otomobil veya bir bebek evi alamadıkları için üzülürler. Fakat bir çocuğun bir ambalaj kutusuyla neler yapabileceğini düşünün. Bu sırayla bir karyola, bir ev, bir kamyon, bir tank, bir kale, bir bebek evi, bir garaj olabilir.

Çocuğunuza çok güzel bir oyuncak alamadığınız fikri kafanıza takılmasın. Onun bütün kalbiyle üç tekerlekli bir bisiklet veya bir kamyon istediği zaman da gelecektir. İmkanınız olursa o zaman bunu çocuğunuz için satın almak isteyeceksiniz. Çocuğunuzun nelerden hoşlandığını anladıkça alabileceğiniz daha güzel oyuncakları eskilerine katacaksınız.

Bir bebek ellerini kullanmaya başlamadan önce karyolasının çubuklarına sicimle bağlanmış olan ve hava akımıyla kımıldayan parlak renkli sicimlere, bakmaktan hoşlanır. Birinci yılın ikinci yarısında elleyeceği, sallayabileceği ve ısıracağı oyuncakları sever. Yeni plastik oyuncaklar bu duruma uygundur. Bunların ne boyası çıkar ne de selüloid oyuncaklar gibi: çatlayıp parçalanma tehlikeleri vardır.

Bebek bir buçuk yıllık kadar olunca bir şeyi bir diğerinin içine sokup çıkarmaktan ve sicimleri odada çekip itmekten hoşlanır. Dört tekerlek üstünde giden ve içine türlü şeyler sokulacak delikleri olan tahta küp bu iş için çok uygundur. Fakat ucuna bir sicim bağlanmış adi bir kutu da aynı işi görebilir. Zaten çekmekten önce itmek gelir. Onun için bir sopayla itilen tekerlek üstündeki çan çok sevilmektedir. Eğer tencereler, tavalar, süzgeç ve kaşıklar varsa, bebek içi oyuk tahta küplerle pek ilgilenmeyecektir.

Çocukların çoğu yumuşak bebek ve tüylü hayvanları ilk yıllarında pek severler. Bazıları ise bunlardan hiçbir şey anlamazlar.

Çocuk 2 yaşına yaklaşırken daha çok taklitten hoşlanmaya başlar. Önce anne ve babasının yaptığı ortalık süpürmek, tabakları yıkamak, tıraş olmak gibi günlük şeyleri taklitle işe başlar. Çocuk 2 yaşını geçtikten sonra yaratıcılık gücü daha da artar. Bu bebek, bebek eşyaları, kamyon ve arabaların sevildiği çağdır. İçinde türlü türlü tahta küplerin bulunduğu büyük bir kutu, on oyuncağa bedeldir ve bu bir çocuğa 6-8 yaşına kadar da yeter.

4.5 5 2
YORUM YAP ve PUANLA