Anne Baba Tutumları ve Çocuk Gelişimi
Anne baba ve çocuk ilişkisi tüm yaşam boyunca sürdürülen, uzun soluklu ve kolay kolay kopmayan ilişkilerdendir. Çocuğun gelişiminde aile içi tutum ve davranışların önemi olduğu gibi yüzde yüz çocuğun aldığı her kararda da anne babanın etkisi yoktur.
Her çocuk ailenin bir parçasıdır fakat onun gelişiminde ve yetiştirilmesinde okulun, arkadaş çevresinin, en geniş anlamıyla toplumun da etkisi vardır. Bununla birlikte anne-babaları tarafından gerçekten sevilip sayıldıklarına inanan çocuklar, davranışlarında daha bağımsız ve kendilerine daha çok güvenen insanlar konumuna gelmektedir. Bu anne babalar genellikle ailedeki kurallar üzerine konuşulmasına izin verir ya da çocuğu bu konuda destekler. Çocuğun kabul edilmeyen davranışlarının nedenleri olumlu bir şekilde açıklanır. Birçok davranış hoş görülür.(Whirter-Voltan Acar,1998)
Anne babanın çocuklarına karşı hoşgörü sahibi olmaları, çocukların bazı kısıtlamalar dışında arzularını diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri anlamına gelir. Böyle durumlarda birey evine dönük bir birey olur. Eğer anne babanın hoşgörüsü normal bir düzeydeyse, çocuğun kendine güvenen, geliştirici, toplumsal bir birey olmasına yardım eder.(Yavuzer, 1996 )
Kabul Edici Ana Baba Tutumu
Anne-babanın kabulü, çocuğun sevgi ve samimiyetle ele alınması biçiminde karakterize edilir.
Kabul eden ana-baba, çocuğun ilgilerini göz önünde tutarak, onun yeteneklerini geliştirecek ortam hazırlar. Kabul edilen çocuk, genellikle toplumsallaşmış, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı duygusal açıdan dengeli ve mutlu bir bireydir. (Kulaksızoğlu, 1998).
Bu ana-babalar birçok kural koymakla birlikte destek de getirirler. Ancak, bunu yaparken ana-babalar da uygun olmayan bir duygusal kalıtım ve kaygı görülür. Bu ana-babalar düşman bir çevreye karşı çocuklarını koruyan ana-babalar olarak tanımlanır. (Whirter-Voltan Acar, 1998).
Kimi anne babalarda çocuklarını adım başı takip ederler, her işlerine karışırlar ve sürekli haklarında kararlar alır ve uygulanmasını beklerler. Arkadaşları hakkında yorumlar yaparak onlara karşı şüphe duymaları ve temkinli yaklaşmaları gerektiğini aşılarlar.
Koruyucu tutuma sahip ana-babaların anne-babaların çocukları, çoğu kez kaygılı olduklarından kurallara harfiyen uyarlar. Utangaç, bağımlı, içine kapanık olurlar. (Whirter-Voltan Acar, 1998).
Aile kurumu, çocuğa alacağı kavramları seçerek vermekte, onları yorumlamakta ve sonucu değerlendirmektedir. Bu seçici ve değerlendirici süreç, çocukla kişisel ve sosyal davranışlarla ilgili değer duygusunun gelişmesi ile sonuçlanmaktadır. Hiç kuşkusuz çocuğun bulunduğu kültür çevresi içinde yer alan ve onu etkileyecek olan gelenek ve kurallar vardır. Ancak yargıların oluştuğu, tercihlerin yapıldığı yada en azından etkilendiği yer ailedir.(Onur, 1997)
Çocuğun yetiştiği Ailenin yapısı, kalabalıklığı, ekonomik ve kültürel düzeyi, ailenin olaylara bakış açısı çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini olumlu veya olumsuz yönde etki edecektir.